17.06.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Namık Tan, "Türkiye geleneksel olarak bölgesinde barıştan beslenerek büyüyüp güçlenen bir ülke, en azından siz iktidara gelene kadar böyleydi fakat sizin ideolojik takıntılarınız yüzünden Orta Doğu'daki saygın ve etkin konumumuzu çoktan yitirdik. Siz gelmeden önce hem İsrail hem de İran nezdinde ağırlığı olan bir Türkiye vardı. O Türkiye bugün olsaydı hızlı ve etkin bir ara buluculukla bu ateşi söndürmek için ön alabilirdi. Şimdi hükümetiniz çatışan iki tarafla da sadece husumet yaşıyor, taraflara hiçbir şekilde etki edemiyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda İYİ Parti'nin "İran-İsrail arasındaki çatışmaların Türkiye'ye yönelik kısa, orta ve uzun vadeli etkilerinin tespiti, dış politikada atılacak adımların kriz derinleşmeden belirlenmesi ve vatandaşların her açıdan güvenliğini sağlamak için alınacak tedbirlerin görüşülmesi" amacıyla verdiği grup önerisi üzerine konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan şunları söyledi:
"Araştırma komisyonunu kuralım ve alınacak önlemleri partiler üstü bir iradeyle tartışalım"
İsrail İran’ın askeri ve nükleer kapasitesini yok etme amacıyla büyük çaplı saldırılar gerçekleştirdi. Yaşanan çatışmanın nereye evrileceği henüz meçhul…
İsrail’in başlattığı bu vahim çatışma, ülkemizin sadece dış politika faaliyetlerini değil; ekonomisini, hatta toplumsal barışını tehdit edebilecek riskleri barındırıyor.
Türkiye geleneksel olarak, bölgesinde barıştan beslenerek büyüyüp güçlenen bir ülke… En azından siz iktidara gelene kadar böyleydi.
Fakat sizin ideolojik takıntılarınız yüzünden Ortadoğu’daki saygın ve etkin konumumuzu çoktan yitirdik.
Farkında mısınız bilmiyorum ama 2011’den beri İran’la bir soğuk savaş içerisindesiniz:
Suudiler ve İran arasındaki mezhep çekişmesine bizi zorla soktuğunuz dönemden beri İran’a karşı durdunuz.
Suriye’de ilk günden son güne kadar İran’la ters cephede oldunuz. Irak’ta onlar Şiî ağırlıklı Bağdat Hükûmetini desteklerken, siz, Sünni Araplar, Türkmenlerin Sünni olanları ve Barzani üzerinden oyun kurdunuz.
Yemen’de, Libya’da ve Pakistan–Hindistan ihtilafında da ayrı cephelerdeydiniz.
Biz 2. Karabağ Savaşında Azerbaycanlı kardeşlerimize Türkiye olarak destek verirken, İran üstü örtülü olarak Ermenistan’a destek verdi.
İsrail konusunu söylemeye bile gerek yok. Filistin’in değil, Hamas’ın hamiliğine soyunan hükûmetiniz İsrail ile temas ve müzakere kabiliyetimizi sıfıra indirdiniz.
Siz gelmeden önce hem İsrail hem de İran nezdinde ağırlığı olan bir Türkiye vardı – o Türkiye, bugün olsaydı; hızlı ve etkin bir arabuluculuk ile bu ateşi söndürmek için ön alabilirdi…
Şimdi Hükûmetiniz çatışan iki tarafla da sadece husumet yaşıyor, taraflara hiçbir şekilde etki edemiyor.
İşin ciddiyetini idrak edebiliyorsanız, bu araştırma komisyonunu kuralım ve alınacak önlemleri partiler üstü bir iradeyle tartışalım.
Biliyoruz ki böyle ihtilaflara taraf olmayı seviyorsunuz, ama kendi içinizde de kararsızsınız.
Nitekim içinizdeki Siyasal İslamcıların bir kısmı, iflah olmaz Şiâ düşmanlıkları sebebiyle İran’ın yenilmesini istiyor ve içten içe İsrail’i alkışlıyor.
Filistin hassasiyeti daha ağır basan bir başka kanat ise, daha dün Suriye’den dolayı eleştirdiği İran’ı tutuyor, sosyal medyadan İran’ın yanında durma çağrısı yapıyor.
Sizin kendi iç ideolojik tartışmalarınıza göre yol almaya kalkarsak, sonumuz hayırlı görünmüyor.